Konumuz dahilinde yer alan bel fıtığı nedir sorusu günümüzde birçok bel ağrısı çeken bireylerin gerek sağlık kitaplarında, gerek ise internet üzerinde araştırmalar yaparak bu doğrultuda doktoruna başvurdukları bir hastalık olmaktadır. Tanımlama açısında ele aldığımız bel fıtığının açılımı ise bel bölgemizde yer alan 5 adet omurdan oluşan kemiğin bulunmasıyla ilişkili olmaktadır. Bu kemiklerin arasında yer alan kıkırdaklar yani bir diğer ismiyle anılan diskler bulunmaktadır. Disklerde bulunan özel bir bağ dokusu organı sayesinde omurganın sağlamlığını sağladığı gibi aynı zaman’da hareketler yapmasını ve zorlamalara karşı direnç göstermesini sağlayan etkenlerden oluşur. Bir diğer tanımıyla omurgaya gelen darbeleri emerek sağlam bir yapıda olmasını sağlamaktadır. Bu duruma dayalı olarak emilen darbelerin kuvvetini çevre dokulara dengeli bir şekilde dağıtarak tek bir yerde toplanmamasını sağlar.

OMURGANIN GÜÇLÜ KALKANI “DİSKLER”

Bir koruma kalkanı görevi gören beldeki omur kemikleri bel fıtığı gibi durumların ortaya çıkmamasını son haddesine kadar zorlar ve kişinin bu tür bir hastalığa yakalanmasını engellemeye çalışır. Fakat belirli bir süre ve darbelerden sonra disklerin fıtıklaşması dediğimiz kavram ortaya çıkarak bu rahatsızlığı meydana getirmektedir. Disklerin iç kısmında yer alan iki farklı jöle kıvamındaki sıvıların sert ve yumuşak raddeyle birbirine karışma veya sızması sonucunda direnç azalarak hastanın bel fıtığı durumunu ortaya çıkarır. Son plak olarak isimlendirilen bu kıkırdaklar ise yapılarına göre dağılımlarını sağlamaya devam eder.

 
Anatomik bütünlüğünün bozulma evresinde dış alanda yer alan tabakaların bu duruma dayalı olarak içlerindeki yumuşak bölgenin dışa doğru itilmesiyle ve buna bağlı olarak dış kısma taşma olasılığını göstermesiyle fıtıklaşma meydana gelir. Diskler fıtıklaşınca dışa doğru atar ve bu dışa doğru atmaların etkisini iç kısmından veya kendisinde yer alan arka ve yan tarafların içerisinde geçmekte olan sinirleri sıkıştırarak bu hastalığın kişi üzerinde kendisini haddinden fazla göstermesine neden olur. Böylelikle muhtemelen kişiden beliren sancı ve ağrılar bunu tetikleyerek dışa vurur. Bunların dışında bir takım salgılanmakta olan sıvılar kimyasal madde içeriğine sahip olduklarından ötürü sinir köklerini kötü yönde etkileyerek ağrılara neden olmasını sağlar.