SUNUCUMUZA DJ ALIMLARI YAPILACAKTIR BAŞVURU İÇİN TIKLAYIN.

Bu anne ve evladın ayrı kalmalarının gerçek hikaye yaşanmışıdır.

1950-hikaye

Törelerin önüne ne anne nede evlat sevgisi geçebilirdi. 1950 nin başlarıydı, iç anadolu da bir köy de yaşanmıştır bu hikaye. Bu anne ve evladın ayrı kalmalarının gerçek hikaye yaşanmışıdır. Bu köy de macirler ve tatarlar bulunuyodu ve bir çok insan birbirleri ile akrabalardı. Bu köyde sözü geçen belirli kişiler bulunurdu. Hem hayvancılık bakımından hemde toprak bakımından zengin olanların sözü geçerdi ancak. Kimseni kimseye zararı dokunmazdı aksine herkezin komşuluğu çok iyi derecelerdeydi.

Bu köyde birde çerkez kızı vardı Gülizar, Ömer isimli genç ile yeni yuvalarını kurmuşlardı. Ancak iki ay evli kalabilmişlerdi çünkü Ömer Kore savaşı için gitmişti. Karnı burnundaki Gülizar bekliyecekti Ömerin yollarını. Giden zor geliyordu bu savaştan ama napsın beklemekten başka çare varmıydı. Giden mektup aylar sonra cevap alıyordu. Bir mektup cevabi ancak aylar sonra geliyordu, öyle bir zamandı bu. Aradan aylar geçmişti Gülizar ve Ahmet den olma minik Yakup dünya ya gelmişti bile. Aynı sene Ahmetin tek akrabası olan ve o askerdeyken Gülizar a bakmakla yükümlü olan babası vefat etti. Yaşlı adam iyi kötü arkasında biraz mal bırakmıştı hayvancılık ediyordu. Şimdi bunları sadece tek başına Gülizar yapması gerekiyordu. Artık bakması gereken bir evladı vardı çünkü. Ancak bu alışılmış bir durum değildi, köylüler tarafından abes olarak karşılanıyordu. Bu yüzden olacakki Gülizar abisinin evine taşındı ve neyi var neyi yok abisinin üzerine geçirdi.

Tek istediği minik Yakup ile kendisine bakmalarıydı

Tek istediği minik Yakup ile kendisine bakmalarıydı. Olan oldu ve abisi utanmadan sıkılmadan yetim hakkını yemişti bile. Malına mal katmış mülküne mülk. Asker olan Ahmet den de ses seda yoktu artık Kore savaşı sonlarına geliyordu. Onunla gidenler çoktan dönmüşlerdi tabiki. Herkezler ümidini kesmesini söylüyordu Gülizar a giden gelmez diyolardı ama o inanmak istemiyordu. Yakup hızla büyümeye başlamıştı 4 yaşına girmişti ve kore savaşı biteli 1 sene olmuştu babası hala yoktu ortalıklarda. Birde daha bu yaştayken onu itip kalkan bir dayısı vardı. Gülizarın abisi çok acımasız vicdansız bir adamdı. Hergün ama hergün Gülizar a seni evlendirmemiz lazım dul bekleyemezsin diyordu, bu konuda baskılar yapıyordu. Yakup a ben bakıcam yeterki sen evlen diyordu. Çünkü oda biliyorduki evleneceği adam Gülizarin oğlunu kabul etmezdi. Ozamanlar çok abes karşılanırdı. Zaman geçti ve ozamanlar köyün zenginlerinden olan Reşit ile evlendirildi Gülizar. Reşit zaten evliydi ancak 1nci hanımı çok küçük olduğu için çocukları olmuyordu. Gülizar aradan biraz zaman geçtikten sonra yeni evliliğinde hamile kaldı. Ve kaderin cilvesine bakınki Reşit in ilk karısıda hamile kaldı.

Küçük Yakup iyice aklı ermeye başlamıştı

Küçük Yakup iyice aklı ermeye başlamıştı 8 li yaşlarını bitirmişti. Dayısı bir kap yemek veriyordu ama fitil fitilde burnundan getiriyordu, dayak ve hakaret ile. Evler hemen hemen karşılıklıydı, ne zaman çeşme başına gidilse küçük Yakup koşar gelir annesinin eteklerine sarılırdı benide al annem derdi. Anne oğul ağlar sızlardı ama ne fayda. Bir tarafta gaddar Reşit koşar gelir Gülizar a dayak atarak eve sürütlerdi diğer taraftanda Yakup un dayısı koşar gelir Yakup a dayak atarak eve götürürdü.
O minik Yakup bu acılarla yaşarken aynı sene annesi doğum yapmıştı bile yeni evliliğinden. Bir kız evladi dünya ya gelmişti. Yakup delikanli olana kadar o avludan annesini birkez görebilme adına hergun içeri bakmıştı.

1 Aralık 2016 TarihindeKalpce Tarafından yazıldı

0 Yorum 630 Okunma

BENZER YAZILAR

AYNI KATEGORİYE AİT YAZILAR

KULLANICILARIMIZDAN

EN GÜZEL YORUMLAR

Yorumlarınız yönetici onayından sonra yayınlanacaktır.

DMCA.com Protection Status